Hint mitolojisinde evren Tanrı Şiva ve Şaktinin birleşmesinden yaratılmıştır.
Eril prensip Şiva tezahür etmemiş saf bilinç ile özdeşleşmiştir. Saadeti temsil eder ve bir formu olmayan oluş olarak betimlenir. Şiva saf bilince eşit olan, etkin olmayan ilahi potansiyeldir. Şivanın tepe çakrada en güçlü varlığa sahip olduğuna inanılır.
Şakti etkin olmayan bilincin dişil tarafıdır, yaşam vericidir. Tüm yaradılış ve evrenin annesidir. Kelimenin kökü ‘’şak’’ güç sahibi olmak, muktedir olmak anlamına gelir. Şakti hayatın oluşmasına güç veren yaşam enerjisidir. Şakti ile birleştikten sonra Şivanın bilinci evrene iner.
Ölümlüler arasında çocuğu anne doğurur ama bunu ancak erkeğin tohumu ile gerçekleştirebilir. Benzer şekilde şakti evreni doğurur ama şivadan gelen bilincin tohumu ile.
Bu ilahların ikisi de birbirine yönelme eğilimindedir. Şakti insan ruhunun ilahi soluğu olarak dünyadan yükselirken, yukarıdan inen Şiva da ilahi zarafetin çekiciliği olarak tarif edilir.
Şiva ve Şakti hepimizin içinde bulunur ve onların ebedi ilişkisi fenomenal (olağanüstü) ve spiritüel dünyalar yaratır.
Şiva ve Şakti biri aşağı biri yukarı çakralardan geçen iki akımı temsil eder. Aşağı doğru olan tezahür akımı saf bilinçte başlar. (Şiva) Özgürleşme akımı denen diğer akım (Şakti) tezahür zemininin sınırlandırmalarından daha serbest bırakır daha yayılmacı ve kapsayıcı olma haline götürür. Çakralar bedende bu iki kuvvetin farklı kombinasyonlarda karıştığı odalardır. Her çakrada özgürleşme ve tezahür arasında farklı bir denge vardır.