Lotus çiçeği kirli ve çamurlu tatlı su göllerinin ve nehirlerin dibinde yetişir. Köklerini çamurlu topraktan alırken güneşe doğru uzamaktan vazgeçmez. Bu yönü ile bize zor koşullara rağmen aydınlığa ulaşabilmek için güç verir. Lotus çiçeği ile insanın doğası arasındaki benzerlik ilham verici ve yol göstericidir. Lotus çiçeğinin kendi, bir mandaladır (meta veya mikro kozmosu gösteren şekiller) ve fiziksel evreni simgeler. Lotus birçok gelenekte, saflık, güzellik, dayanıklılık, yeniden doğuş ve güneş ile ilişkilendirilir. Lotus çiçeği aynı zamanda yaratılışı sembolize eder. Beyaz Lotus: Aklın saflığı, evrimleşmiş bir ruhu temsil eder. Pembe Lotus: Mükemmellik. Budizm’de pembe nilüfer Buda’nın kendisini temsil eder. Mavi Lotus: Ruhun duyular üzerindeki etkisini temsil eder. Kırmızı Lotus: Merhametin ve kalbi temsil eder. Sarı Lotus: Aydınlanmanın başarısını temsil eder. Altın rengi lotus daha çok hint kültüründe yer alır ve aydınlanmadaki başarıyı temsil eder. Kapalı Lotus: Spiritüel olgunluğa ulaşmadan, aydınlanmadan önceki haldir. Çamurun İçinde Lotus:Yaşanılan dünya, illüzyondur. Tamamen çiçek açmış lotus:Spiritüel olgunluk, aydınlanma halidir. Aynı zamanda çakralarımızda lotus çiçeği ile sembolize edilir. tepe çakramız 1000 yapraklı altın bir lotus ile,göz çakramız 2 yapraklı .bogaz çakrası 16 yapraklı,kalp cakrası12 yapraklı,güneş çakrası 10 yapraklı,sacral çakra 6 ve kçk çakra 2 yapraklı lous ciceği ile sembolize edilir Yogada da Lotus Pozu, derin nefes almak için en temel ve en sık kullanılan pozisyonlardan biridir. Burada, ayak tabanları gökyüzüne bakarken vücut ayak bilekleri çapraz şekilde oturur. Sırt düz ve kollar huzur içinde dizlerin üzerine dinlenir pozisyonda konulur. Lotus Pozu, kişinin meditasyon için mümkün olan en yüksek konsantrasyonu elde etmesini sağlar. Bu kalça açıcının aynı zamanda pelvisde yatan enerjiyi hareketlendirdiği ve uyandırdığı bilinir.